Röp: Şener Yılmaz Aslan
Belki de telefon özelliği en az kullanılan özellik oldu artık cebimizdeki bu olağanüstü cihaz. Benim mobil fotoğrafçılıkla tanışmam aslında eski fakat birinci dereceden ilgilenip icra etmeye kalkmam, 2,5 - 3 yılı buluyor. Mobil fotoğrafçılık terimi nasıl ortaya çıktı tam bilmi- yorum fakat şöyle birşey söyleyebiliriz ki 2007 yılında Steve Jobs’un Iphone üzerine eklediği kamera ile beraber artık mobil fotoğraf üretilmeye başlandı. Fakat mobil fotoğraf değil de IPhonography demek daha doğru olur aslında. Şöyle birşey bu, tabiki farklı bir telefon markası ile çektiğinde Iphonography oluyor mu bu, olabilir mahsuru yok aslında, Samsung ile çeken biri de IPhonography hashtag’i ile paylaşılabiliyor. Çünkü Iphonography Iphone ile icra edilmiş birşey gibi değil, artık akımın birinci dereceden adı oldu. Ama bunun tarihsel sürecinden bahsedecek olursak, biraz önce 2007’den bahsettim. Aslında bundan çok daha öncesine, 1997 yılına dayanıyor. Bir telefonun üzerine ilk kez optik entegre edip çocuğunun fotoğraflarını çeken bir bilgisayar yazılımcısı Philippe Kahn. Sonrasında bir tarih veremeyeceğim fakat, Philippe Kahn’ın 11 Haziran 1997’deki geliştirdiği cihaz ile 2007 Iphone’a entegre edilen kamaranın arasında 2000’lerin başında geliştirilen Sanyo’nun SCP 5300 modeli var ve bu tarihte üzerinde kamerası olan ilk cep telefonu modelidir. Tabiki piyasada ilk bulan değil onu geliştiren anılıyor ve hayatta kalıyor.
Yani işin mucidi başka biri olabilir ama geliştiren Iphone olduğu için iphonography diyoruz öyle mi? Tabi, Sanyography demiyoruz mesela yani, diyemezmiydik diyebilirdik tabi ama vizyon herşey ve Steve Jobs’un da kim olduğunu ne olduğunu tarih yazdı onun için kendisi Iphonograph diye anlıyoru. Iphonography’nin birsürü dalı birsürü alanı var. Biliyorsun yani bir Iphone bugün yalnızca bir çekilmiyor, bugün tıp sektöründe, müzik sektöründe, fotoğraf, video ve birçok alanda kullanımı mevcut.
Peki senin “IPhonography” serüvenin ne zaman başladı? Benim Iphone-3 aldıktan sonra başladı, bu da yaklaşık 3-4 sene öncesine dayanıyor. Hoşuma gitti cebimde böyle bir cihazın olması. Sadece telefon özelliği için almadım fakat editorial fotoğraf çekimi için gittiğim Sivas’ta beni ilk heyecanlandıran fotoğrafı çektim. Işığın güzel olduğu bir anda bir fotoğraf çekip paylaştım ve insanların çok hoşuna gitti, ben de baktım evet hiç fena değil ve geliştirilirse iyi olur dedim ve çok kısa bir süre içinde bunu geliştirdiler. Artık Türkiye’de mobil fotoğrafçılık dendiğinde bir şekilde bana ulaşıyorlar ve birçok yerde yazım yayınlandı mobil fotoğrafçılık üzerine.
Telefonların iyi bir fotoğraf çekmek için yeterli bir teknik donanıma sahip olduğunu düşünüyor musun? Aslına bakarsan bir tane söz var, onunla başlamak istiyorum. Yıllar önce duyduğumda çok hoşuma gitmişti. Diyorki “yakamayacağım çakmak olmaz, yeterki içinde gaz olsun”. Benim için fotoğrafın her zaman içeriği çok önemliydi. Hatta hiç görüntü olmayan bir anlatım bile, bana hayalini kurdurabilen bir düşünce bile dünyanın en iyi makinası ile çekilmiş bir fotoğratan benim için çok daha önemli olabilir. İçeriği kafanda düşünüp oluşturduktan sonra zaten bu fotoğrafı görüntülemek en son iş. Bunu bana yazı ile de versen zaten çok hoşuma gider, ben mutlu olurum bundan. Onun için ben çok teknik tartışmayı sevmiyorum fakat şunu söyleyebiliriz, cihazlar içerisinde ben Apple ile çalışıyorum ama başka bir cihazla çalışmayacağım anlamına gelmez. Şuanda ben Iphone ile çekiyorum, neden dersen hem bir alışmışlık var, bir de bunun en başında apple store için üretilmiş aplicationlar çok önemli. İlk Iphone için çıkartılıyor, çok daha hızlı çalışıyor ve geliştirilmiş oluyor. Bir de aldığın gün ile bir sene sonrasında cihazın hemen hemen aynı hızda çalışıyor olması da önemli faktör. Bunun haricinde, bir sürü fotoğraf çekebileceğin kamera var. Apple en son modeli Iphone 6 ve Iphone 6 plus’ı çıkarttı, ikisinin de çözünürlüğünü 8 megapixel’de bıraktı. Benim duvarımda aslı fotoğraf bir metre boyunda ve Iphone ile çekildi. Demek ki 8 megapixel ile bir metreye bir metre baskı yapabiliyorsun. Sormamız lazım kendimize en son ne zaman bu kadar büyük baskı yaptırdık, hatta en son ne zaman baskı yaptırdık? Harddiskte harap olan fotoğraflarımız var.
Mobil fotoğraf yaygın olmasına rağmen, “mobil fotoğrafçı” diyebileceğimiz birilerinin isimlerini çok fazla duymuyoruz. Fotoğrafı yalnızca mobil olarak çeken bildiğiniz isimlerden örnek verebilir misiniz? Şimdi sadece ben Iphone ile çekerim, benim olayım bu diyen birini tanımıyorum açıkçası. Ya bunu mecra olarak kullanmak için, zaten DSLR de çekse, instagrama yüklüyor fotoğrafını ve senin onu mobil fotoğrafçı zannediyorsun ama hiç alakası yok. Ama bir isim söylemem gerekirse bu konuda, örneğin Richard Koci Hernandez var, kendisi Amerika’da yaşıyor, Dawntown adında bir de kitabı var anı zamanda IPhone Photography adında çok kapsamlı bir kitapta da yer alıyor. Ayrıca teknolojiyide çok iyi kullanıyor, Google Glass ile çektiği fotoğrafları da var. Tabi bize Google Glass verdiler de çekmedik mi diyoruz buradan... (Günüyor) Misho Baranovic var, Pro Camera’nın da sahibi, Avustralya da yaşıyor. Pro Camera da bugün sadece Iphone’da var ve tamemen profesyonel özelliklerle donatılmış. Autofocus ve white balance kilit sistemi olan bir yapıya sahip ve bu da senin fotoğrafı kaçırmaman anlamına geliyor. DSLR’deki mantıkta budur zaten. Manuel giriş yaparsın, diyafram öncelikliyken çektiğin karenin önünden koyu bir nesne geç- tiğinde diyaframını etkilemez verdiğin ayarda çekersin. Aynı sistem Iphone’da da geçerli, beni bağlayanlardan biri de bu dslr’a yakın üstün özellikleri. Diğer yandan Mesela Paris Mobil Fotoğraf Festivali var, 4.sü düzenlendi bu sene. Bugünlerde İran’da 2. Mobil fotoğraf ve video festivali de var. Ayrıca Iphonography Mobile Fest diye de bir şey var, yani Iphone ile çekilmiş kısa filmlerin olduğu festival de var... Türkiye’den isim vermem gerekirse, Hakan Çınar, Mesut Bilgin ve Hüseyin Özpehlivan var mesela. Yine İstanbul’dan Güney Tepe var, kendisi benim öğrencimdi bir zamanlar ama şimdi çok iyi yerlere geldi mobil fotoğrafçılıkta özellikle. Tiny Collective denen, Magnum Photos’un mobil karşılığı gibi bir oluşum var. Bunların üyelerinden bir taneside ülkemizde yaşıyor, Elif Suyabatmaz adında bir hanımefendi. Kısa bir süre önce Galatasaray Lisesinin arkasında bir galeride mobil işlerinden bir de sergi açtı kendisi. Fisheyedreams Instagram’daki kullanıcı adı. Bir de şunu da eklemek istiyorum, bu işle Türkiye’de benden çok daha fazla 2007’den beri ilgilenen, Amerika’da konferanslara katılan, Dubai’de workshop’lara katılan ve Türkiye’de ilk kez Ankara’da Arı Koleji’nde bir Iphone sınıfında ders veren ve o sınıfın kurulmasına da öncülük eden Cem Aydın adında bir arkadaşımız var. Bugünlerde Türkiye’de yapılmış en büyük mobil fotoğraf projesine imza atıyor. 90HappyDays.com sayfasından görebilirsiniz. 90 ayrı günde, her gün ayrı bir kişiye account gidecek ve o fotoğrafçı mutluluğu çağrıştıran fotoğraflar üretecek. Bugün ikinci günü ve ben fotoğraflıyorum, sonra Ankara Hilton’da bir sergi açılacak bununla ilgili.